Finansman Maliyetlerinizi Düşürmek için Tavsiyeler 

Finansman Maliyetlerinizi Düşürmek için Tavsiyeler 

Maliyetlerin hızla artığı bu dönemde uygun maliyetli kredi bulmak kadar mevcut kredilerinizin değişen piyasa koşullarına göre maliyetlerini analiz etmek ve buna göre aksiyonlar almak finansman maliyetlerinizde ciddi tutarlarda kazançlar sağlayabilir.

Rotatif Kredi Faiz Kontrolü:

Faizlerin düşeceği yönünde beklenti olan dönemlere, faizi piyasa koşullarına göre değiştiğinden dolayı rotatif krediler tercih ediliyor. Bazı finans kurumları faiz artışlarını otomatik olarak sisteme yansıtmasına karşın faiz düşüşlerini manuel yapmayı tercih edebiliyor. Rotatif kredilerin karmaşık bir faiz hesaplama yapısı olduğundan çoğunlukla faiz kontrolü yapılamıyor. Valörlü geri ödeme yapılması, faiz indirimlerinin anında uygulanmaması büyük bakiyeli kredilerde ciddi tutarda faiz farkları çıkarabiliyor. Geliştirmiş olduğumuzu kredi hesaplama modülü ile rotatif kredi hareketlerini, çok basit bir şekilde sisteme kaydedebilir, faiz ve bakiye değişimlerine göre anlık olarak faiz tutarlarını görebilirsiniz.

Taksitli Kredi Yeniden Yapılandırma Analizi:

Taksitli kredilerin faizlerinin ilk taksitlerde alındığı, bu nedenle üç beş taksit sonra yeniden yapılandırmanın finansal zarar vereceği yönünde yaygın ve yanlış bir bilgi var. Taksitli kredilerin anapara bakiyesi azalarak gittiğinden ve faiz anapara üzerinden hesaplandığından dolayı ilk taksitlerin içindeki faiz tutarı daha fazladır. Bir taksitli krediyi yeniden yapılandırmanın finansal fayda sağlayıp sağlamayacağını, o kredinin kaç taksitinin ödendiği değil; kullanıldığı faiz oranı ile güncel faiz oranı arasındaki fark, kredi kullanım komisyonu ve kredinin erken kapama ceza tutarı belirler. Şartlar uygunsa bir taksitli krediyi son taksitlerinde bile yeniden yapılandırarak faiz kazancı sağlayabilirsiniz. Hala inanmakta zorlananlar varsa kredi analiz modülümüzde mevcut kredilerinizin ödeme planlarını kolayca oluşturabilir, aldığınız yeni faiz oranı teklifi ile ödeme takviminiz hiç değişmeden ne kadar faiz farkı oluşacağını görebilirsiniz. 

Özellikle faizlerin hızlı düştüğü dönemlerde ortaya çıkan faiz karları inanmanızı daha da zorlaştırabilir. Son bir teyit daha isterseniz bankacınız da size aynı rakamı teyit edecektir.

Nakit döngünüze göre doğru krediyi kullanmak:

Finansman giderlerinin artmasına yol açan en büyük hatalardan birisi de tahsilat vadeleri ile uyumsuz ödeme vadeli olan krediler kullanmaktır. 

Faizin ve ödemesin sabit olmasını tercih eden firmaların çoğu taksitli kredi kullanmayı tercih etmektedir. Burada yapılan en büyük hata ise taksit ödeme tarihlerine uygun bir tahsilat planı olmamasıdır. Örneğin bu kredinin teminatına çek verildiğini düşünelim. Taksit vadesinden önce tahsil olan çekler taksit gününe kadar bekleyecek ve gereksiz yere faiz ödenmiş olacak ya da taksit gününde yeterli çek tahsilatı oluşmamışsa bu taksiti ödemek için başka bir kredi kullanılarak yine faiz ödenecektir. Bunun yerine her çekin vadesine, çek-faiz tutarı kadar spot kredi kullanmak ya da tersen ifade edersek iskonto kredisi kullanmak kredide valör kaybına neden olmayacaktır. Burada biraz da finans matematiği bilmek çok işinize yarabilir; bankalar dönemsel kredi pazarlama politikalarına göre spot kredi ve iskonto kredilerinde fiyatlama farklılığı gösterebilmektedir. İki kredi için de fiyat alıp karşılaştırmak finansman maliyetleri açısından önemli. Finans yönetim sistemimizde iki krediyi de simüle edebilirsiniz. 

Doğru Döviz Cinsinden Kredi Kullanmak 

Finansmanın en temek kurallarından biri gelir cinsine göre borçlanmaktır. Ne yazık ki döviz kredilerinin daha düşük maliyetli olmasından dolayı geçmişte birçok birey (2010 öncesi dönemde epey bir konut kredisi yabancı para cinsinden kullanılmış ve kur artışı sonucu çok ciddi zararlar edilmiş ve sonrasında bireysel dövize endeksli kredi kullanımı yasaklanmıştı) ve şirket dövize endeksli kredi kullanmayı tercih etmişti. Şuan yasal düzenlemeler ile şirketlerin de döviz ve dövize endeksli kredi kullanması sınırlandırılmış olsa da şirketlerin bazıları hala tam olarak bu dengeyi sağlayamamış durumdadır.

En doğru olan seçenek borçlanmayı gelir oranında aynı döviz cinsi ile yapmaktır. Örneğin bir şirketin gelirinin %30 u usd ve kalanı Türk lirası ise, gelir ve gider vadeleri uyumlu olacak şekilde borçlanmasının da %30 unu usd kalanını Türk lirası yapması kur riskini en az seviyeye indirecektir. Döviz kurları her ne kadar son dönemlerde sürekli artış gösteriyor olsa da tahsilat anında kurların geri gelmiş olabileceği de dikkate alınarak kurdan bağımsız olarak gelen döviz ile borcu kapatabilmek planlanmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir